Erişilebilirlik

ABD’de öğrenciler üniversitelerin İsrail’le olan mali bağlarını kesmesi için baskı yapıyor


ABD’de öğrenciler üniversitelerin İsrail’e silah tedarik eden imalatçılarla iş yapmayı ve İsrail’in askeri faaliyetlerine destek veren projeler için İsrail’den araştırma parası kabul etmeyi sonlandırmasını istiyor
ABD’de öğrenciler üniversitelerin İsrail’e silah tedarik eden imalatçılarla iş yapmayı ve İsrail’in askeri faaliyetlerine destek veren projeler için İsrail’den araştırma parası kabul etmeyi sonlandırmasını istiyor

Amerika’da okudukları üniversitelerin İsrail’le ya da İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü savaşa destek veren şirketlerle olan bağlantılarını kesmesini talep eden öğrencilerin protesto gösterileri düzenlediği üniversite sayısı artıyor.

Bu talebin temelleri, İsrail’in on yıllardır Filistinliler’e karşı yürüttüğü kampanyada yatıyor. Öğrenci hareketi, İsrail-Hamas savaşının altı ayı geçmesi ve Gazze’deki insani krizin uluslararası ateşkes çağrılarını körüklemesi üzerine yeniden güç kazandı.

Devam eden protestolardan ve geçen hafta Columbia Üniversitesi'nde 100'den fazla öğrencinin tutuklanmasından sonra ABD’nin doğusunda Massachusetts'ten batısında California'ya kadar yüzlerce öğrenci kampüslerde toplanıyor, çadır kampları kuruyor ve talepleri karşılanana kadar yerlerinden kıpırdamayacaklarını söylüyor.

Columbia Üniversitesi’ndaki protestoların lideri Mahmut Halil, “Görünür olmak istiyoruz” dedi ve öğrencilerin 2022 yılından bu yana Columbia’nın İsrail ile olan mali ilişkilerini kesmesi yönünde baskı yaptığını belirtti. Halil, “Üniversite, Gazze'de yaşanan soykırımla ilgili taleplerimiz konusunda bir şeyler yapmalı. Bu soykırıma yatırım yapmayı bırakmalılar” şeklinde konuştu.

Öğrenciler ne talep ediyor?

Öğrenciler, üniversitelerin İsrail'in Gazze'deki askeri harekatını destekleyen tüm şirketlerle ve bazı durumlarda İsrail'in kendisiyle ilişkilerini kesmeleri çağrısında bulunuyor.

Talepler, üniversitelere göre farklılık gösterse de öğrencilerin temel talepleri İsrail’e silah tedarik eden askeri silah imalatçılarıyla iş yapmayı, İsrail’in askeri faaliyetlerine destek veren projeler için İsrail’den araştırma parası kabul etmeyi, İsrail şirketleri ya da taşeronlardan kâr sağlayan varlık yöneticilerinin üniversite bağışlarını yönetmesini sonlandırmak. Bir başka talepse üniversitelerin İsrail’den ne gibi paralar aldığı ve bu paraların ne için kullanıldığıyla ilgili daha şeffaf olması.

Geçtiğimiz haftalarda bazı üniversitelerin öğrenci yönetimleri İsrail ile yatırımların ve akademik ortaklıkların sona erdirilmesi çağrısında bulunan kararlar aldı. Columbia, Harvard hukuk fakültesi, Rutgers ve American Üniversitesi'nde bu tür tasarılar, öğrenci organları tarafından kabul edildi.

Üniversiteler öğrencilerin taleplerine nasıl yanıt veriyor?

Birçok üniversitenin yetkilileri öğrencilerle konuşmak istediklerini ve protesto haklarına saygı duyduklarını dile getiriyor. Ancak aynı zamanda birçok Yahudi öğrencinin, göstericilerin bazı söz ve eylemlerinin antisemitizm anlamına geldiği yönündeki endişelerini yineliyor ve bu tür davranışlara müsamaha gösterilmeyeceğini söylüyorlar.

Amerikan Üniversitesi Rektörü Sylvia Burwell, üniversite senatosunun İsrail ile yatırım ve ortaklıkların sona erdirilmesi yönündeki kararını reddetti.

Burwell yaptığı açıklamada, “Bu tür eylemler akademik özgürlüğü, fikir ve görüşlerin saygılı bir şekilde özgürce ifade edilmesini ve topluluğumuzun merkezinde yer alan kapsayıcılık ve aidiyet değerlerini tehdit etmektedir” dedi.

Burwell, üniversitenin, İsrail’e siyasi ve ekonomik baskı aracı olarak Filistinliler’in liderliğinde onlarca yıl önce başlatılan Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) hareketine karşı “uzun süredir devam eden tutumuna” atıfta bulundu.

Harekete katılan protestocular, yaklaşık 2,3 milyon Filistinli’nin yaşadığı Gazze'de İsrail'in izlediği politika ile Güney Afrika'daki apartheid arasında paralellikler kuruyor.

BDS karşıtları, hareketin mesajının antisemitizm eğilimi gösterdiğini savunuyor. Sadece son on yılda 30'dan fazla eyalet, kurumların, BDS hareketini destekleyen şirketlerle iş yapılmasını engelleyen yasalar ya da talimatlar çıkardı. Eski Başkan Donald Trump döneminin Eğitim Bakanı Betsy DeVos, 2019 yılında bu hareketi “tehlikeli bir tehdit” olarak nitelendirmiş ve ABD kampüslerinde Yahudiler’e karşı önyargıları körüklediğini söylemişti.

Bu hafta kendisine “antisemitik protestoları” kınayıp kınamadığı sorulan Başkan Joe Biden, gösterileri kınadığını söyleyerek yanıt verdi. Pazartesi günü bir Dünya Günü etkinliğinin ardından konuşan Biden, “Filistinliler’e neler olduğunu anlamayanları da kınıyorum” dedi.

Pazartesi günü onlarca öğrenci protestocunun tutuklandığı Yale Üniversitesi’nde Rektör Peter Salovey, kampüse gönderdiği mesajda, öğrencilerin görüşlerini aldıktan sonra üniversitenin Yatırımcı Sorumluluğu Danışma Komitesi'nin askeri silah üreticilerinden uzaklaşılmasını tavsiye ettiğini belirtti.

Columbia Üniversitesi Rektörü Minouche Shafik, üniversitenin Ortadoğu'ya nasıl yardım edebileceği konusunda “ciddi tartışmalar” yapılması gerektiğini söyledi. Ancak Pazartesi günü yaptığı açıklamada “Bir grubun şartları dikte etmesine izin veremeyiz” dedi.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) yapılan açıklamada protestocuların “öğrencilerle, öğretim üyeleriyle ve personelle sürekli olarak görüşen ve konuşan liderliğin tüm dikkatine sahip olduğu” belirtildi.

Okullar İsrail’den ne kadar para alıyor?

Birçok kampüste, bağışların kesilmesi için baskı yapan öğrenciler, üniversitelerinin İsrail ile olan bağlantılarının boyutunu bilmediklerini söylüyor. Büyük bağışlara sahip üniversiteler paralarını geniş bir yatırım yelpazesine yayıyor. Tüm paranın nereye gittiğini belirlemek zor ya da imkansız.

ABD Eğitim Bakanlığı, üniversitelerin yabancı kaynaklardan gelen hediye ve sözleşmeleri rapor etmesini zorunlu kılsa da eksik raporlamayla ilgili sorunlar var. Üniversiteler bazen parayı kendi adlarına çalışan ayrı vakıflar aracılığıyla yönlendirerek raporlama gerekliliklerinden kaçıyor.

Eğitim Bakanlığı veri tabanına göre, yaklaşık 100 ABD üniversitesi son yirmi yılda İsrail'den toplam 375 milyon dolar tutarında hediye veya sözleşme bildiriminde bulundu. Ancak veriler paranın nereden geldiği ya da nasıl kullanıldığı hakkında çok az bilgi veriyor.

MIT'deki bazı öğrenciler, dron navigasyonu ve füze korumasına yardımcı olabileceğini söyledikleri projeler için İsrail Savunma Bakanlığı’ndan para alan bazı araştırmacıların isimlerini yayınladı. Filistin yanlısı öğrenciler, MIT'nin son on yılda İsrail Savunma Bakanlığı’ndan 11 milyon dolardan fazla para kabul ettiğini söylüyor.

MIT yetkilileri, e-posta yoluyla yapılan yorum talebine yanıt vermedi.

İsrail-Hamas savaşında ateşkes çağrısında bulunan bir Yahudi öğrenci grubunun lideri olan ikinci sınıf öğrencisi Quinn Perian, “MIT tüm bunların doğrudan suç ortağıdır” dedi. Perian, üniversitelerin İsrail ordusunu desteklemede oynadıkları her türlü rolden sorumlu tutulması için artan bir ivme olduğunu söyledi ve “Hepimiz aynı ateşten besleniyoruz. Öğrenciler olarak bizi bu soykırımın suç ortağı olmaya zorluyorlar” şeklinde konuştu.

Columbia'daki protestolardan ilham alan Michigan Üniversitesi öğrencileri de Salı günü kampüs meydanında kamp kurarak İsrail'le yapılan finansal yatırımlara son verilmesini talep etti. Öğrenciler, okulun İsrailli şirketlerden ya da taşeronlardan kâr eden yatırım yöneticilerine 6 milyar dolardan fazla para gönderdiğini söylüyor. Ayrıca İsrail'de kullanılan insansız hava araçları veya savaş uçakları üreten şirketlere ve Gazze'deki kontrol noktalarında kullanılan gözetleme ürünlerine yapılan yatırımlar da örnek gösteriliyor.

Michigan Üniversitesi yetkilileri, İsrailli şirketlerle doğrudan yatırımları olmadığını ve fonlar aracılığıyla yapılan dolaylı yatırımların üniversitenin 18 milyar dolarlık bağışının yüzde 1'inden daha az olduğunu söyledi. Okul, “üniversitenin yatırımlarını siyasi baskılardan koruyan” yaklaşık 20 yıllık bir politikayı gerekçe göstererek elden çıkarma çağrılarını reddetti.

Forum

XS
SM
MD
LG